sözlük yazarlarının saçma takıntıları

raftan aldığım bardağı üfler ne içeceksem öyle içerim paketli içecek aldığımda pipeti paketten çıkarıp üflerim yoksa kullanamam dışarda yemek yiyeceksem kaşık çatal ve bıçağı peçeteyle silerim yanımda hıçkırılmasından ve hıçkırmaktan nefret ederim hıçkırık tuttuğunda su içer nefesimi tutarım bi şekilde geçirmeye çalışırım çift sayı takıntım var pek takıntı gibi değilde sempati gibi biraz tırnağım defter sayfasına ya da kara tahtaya sürterse hemen tırtıklı bi tere tırnağımı sürtmem gerek yoksa rahat edemem sırf bu yüzden dalga desenli tırtıklı bi telefon kabı aldım sigarayı içmeden önce süngerli kısmı üflerim

heterojen olmaya meyilli bir içecek içiyorsam, dibini asla içmem. 2 cm falan kalmalı bardakta. ayran, milkshake, karışık meyve suları ve birtakım kokteyl içecekler için geçerli. bir de dışı kuru olmayan bardaktan asla birşeyler içemiyorum. fikri bile iğrenç geliyor.

ingilizce bişeyler yazarken büyük "i" harfini kullanmak. deliriyorum nerde görsem.

düşünürken; sağ baş parmağımı sağ yüzük parmağımla birleştirip baş parmağın tırnağını yüzük parmağının tırnağının altına sokup sokup çıkartıyorum. orada tık tık tık tık sesler çıkıyor. genellikle aynı parmakla işi yürütüyorum. kısaltınca ya da kesince uzun olan hangi tırnaksa ondan devam ediyorum. kutu kolaları ya da aynı kutudaki sıvı içecekleri bittikten sonra illaki o kutuyu eziyorum elimle sıkıyorum.

kapım kitli olmadan uyuyamam. sağ el de hayatta sigara içemem. evin kapı kilidini sadece 2 defa kilitlerim.

uzun bardaklar bulaşık makinesinin sol tarafına kısa bardaklar sağ tarafına dizmek ve böyle dizilmesini sağlamak. yaz kış soğuk sıcak demeden sabah akşam günde 2 defa duş almak. yatağımın başında ki fenerin pillerinin yeterli olup olmadığını (ne içinse artık)her gün kontrol etmek. eğer aklıma durduk yere biri bir şekilde düştüyse istersek kan davalı olalım onun sesini duymadan yada iyi olduğunu bilmeden rahat edemiyorum yanii akla düşen kişiye ulaşma takıntısı var birde.

odaya biri geldiği zaman kapıyı kapatıncaya kadar bakarım. yemek yerken birisi bakınca yiyemem. abim yüzünden arabayı pek kullanmam ama ara sıra aldıkça ilk iş torpido da silah var mı diye bakarım. hiç bir zaman bulamadım ama bir gün bulacağım asjdkkfknflk

yatağa çaprazlama yatarım. sessizlikte uyuyamam. şarkılara eşlik ederken solonun girdiği yerde ıslıkla melodiye eşlik ederim.

islak şeyler. elini kurulamamış biri, ıslak çamaşır,nemli şeyler gibi gibi wc'den çıkmış biriyle biraz zaman geçmedikçe konuşasım bile gelmez. erkeklerin girdiği wc'ye giremem. bulunduğum ortamda birisi hapşursa,sümkürse,öksürse camı açmadan duramam.camı açamayacaksam nefesimi tutar beklerim. havasız bi ortama girmem. pencereleri açtırır beş on dakka bekler öyle girerim. tüm bu saydıklarımın nedeni koku. koku ve suya karşı takıntım var

ağız şapırtısı sakız çiğneme sesi dayanamam .

baş parmağımla diğer parmaklarıma dokunarak yada içimden 5'erli 10'lu yada 100'er sayarım belli yere kadar. tabi bunları saymak kolay sonra zorlanayım diye 3'erli 4'erli 7'şerli sayarım. bi kaç aydır nedenini bilmediğim şekilde yapıyorum.

yatarken azıcık, damla kadar da olsa kalkıp çişimi yapmadan uyuyamam. kötü yazı yazan biriyle beraber bir ödevim projem varsa, gerçi bu ilkokulda kaldı ama, bütün yazıları ben yazardım. dayanamam kötü yazı görmeye.

yürüyen merdivenlerde özellikle metrolarda sol tarafta dikilen insanlara tahammül edemiyorum, tekmeyi basıp aşağı atasım geliyor.

boyum 1.85 benden uzun olan insanlari sevmem ve akrabalarim disinda benden uzun kimse yoktur cevremde

koltuktaki yastık düzgün durmuyorsa hemen düzeltmem geri kir perde düzgün değilse sinirlenmeye başlarım düzeltmem gerekir markette çikolata ya da başka bişey simetrik durmuyorsa düzeltmem gerekiyor diş macununun ortadan sıkılmasından nefret ederim renkler uyumsuzsa çıldırırım kıyafetler katlanmamissa ya da düzgün katlanmadiysa sinirleniyorum yolda giderken arabaları saymak beyaz çizgileri saymak ağaçları veya direkleri saymak gördüğüm her yazıyı okumak

televizyon açık uyurum cüzdanda paraları büyükten kücüge sıralarım

sigarayı ben yapar en sağdakine yaktırırım

çay bardağının içinde çay kaşıgının kalmasına acayip takıntım var

nikola tesla hayranıyım ve onun pek çok takıntısı bende de var gereğinden fazla şişman insanları samimi bulamıyorum ve pek sevmiyorum arkadaslarım zayıf olmalı ve 3 ve 3'un katlarına takıntılıyım mesela soru ödevi falan varsa soru sayısının 3 e bölünüp bolunmedigine bakarım

çorap takıntım var, renkli desenli 200 çorabım vardır heralde ama yinede siyahtan vazgeçmem

biz kadin olmama rağmen ellerim herzaman cirkindir, tirnak cevrelerini surekli koparirim ve buna engel olamiyorum

masamda ders çalışırken silgi olmazsa 2+2 yi bile cozemem o silgi illaki olacak birde kagitlari zimbalarken kagitlar kesinlikle saga sola kaymadan tam ust uste olmak zorunda

bende dokunma takıntısı var. bu cümleden sonra 7 paragraf örnek verirdim ama yüksek dozlu fesatlık içerir.

yolda yururken kaldirim taslarinin arasindaki birlesme cizgisine ya hep basarak yada hic basmadan yurumeye calisirim

telefon sağ cebimde, cüzdan sol cebimde. anahtar v.b şeylergeri kalan her şey çantamın küçük gözünde olacak. yatmadan önce 2 bardak süt içerim. daha çok var.

televizyonun sesini tek sayida birakmaya calisirim. yada 10 nun katlari.

evden çıkmadan önce en az üc tur atarim fişler çekildi mi , musluklar kapalı mı balkon kapısı , ocak kapalı mı diye... baya bi takintılıymışım.

dolaptan yumurta sebze meyve alırken hep çift sayıda alırırım aldıktan sonra eğer tek bir tane kalmışsa onu da alırım o orda tek kalamaz.

saat 00:00 olmadan asla ders çalışamam,kitap okuyamam.

cıkardıgım corapları koklamadan dolaba atmam

dışarda yemek yiyorsam çatal kaşık vs peçeteyle silerim. kütüphane bilgisayarı bankamatik gibi şeyleri, oturduğum masayı ıslak mendille silerim halılara asla çıplak ayakla basamam odada biriyle kalıyorsam onun uyuduğundan emin olana kadar bekler öyle uyurum otobüste yeni kalkmış birinin yerine asla oturmam

sigara paketi acildiginda 7 dal vardir en onde. ilk olarak en ondekileri icerim. ortadakini alirim, ardindan sagindaki uc tanesini sirayla icerim. sagdakiler bittikten sonra soldakilere de sagdakiler gibi davranip merkezden disariya dogru alarak icerim. sigara paylasmayi hic dert edinmem ama ilk 7 sigarayi paylasmayi sevmiyorum, cunku onlar on hattakiler. ilk dordu canim kadar sevdigim 3 4 kisi disinda kimseye vermem, ilk dalimi benden baska kimse icemez. boyle bir manyagim ve bunu yakinlarim bilmiyor.

eğer bulunduğum ortam boş ise bir anda "but if you stay." diye şarkı söylemeye başlarım (nickim olan şarkının nakaratı.)

telefonun kamerasıyla işim bittiğinde ön kamera açıksa arka kameraya geçip kamerayı öyle kapatırım.

o kapı kapanacak abi

bi koltuğa otururken, bi yere yatarken mutlaka yastığı kaldırıp (olmadığını bildiğim halde) bi şey varmı diye bakarım.

her takıntım gereklidir saçma diye bir şey yok bende

dışı ıslak bardakla gelen hiçbirşeyi içmem. içtiğim şey tam anlamıyla homojen değilse veya yoğunsa (milkshake, kokteyl, yoğun ayran) bardağın dibinde birkaç cm bırakırım onu bitirmem. dibinde kalan yeri pismiş gibi gelir.

parmak arası terlik giyemem,çorapsız dolaşamam. ayakları görmeye de tahammülüm yok

çay bardağının içinde çay kaşıgının olmasına takıntım var.

bir yere oturduğumda olabilecek tüm terslikleri hesaplayıp ona göre otururum.elime geçen nesneleri koklarım.aşırı pimpirikli olmak böyle bişey işte.

yanımda sesli sakız çiğnetmem. ayar oluyorum aq. bence hiçte saçma değil yooo

evde yalnız olayım veya olmayayım akşamları gazetelere bakamam korkarım eğer evde yalnızsam hemen gazeteyi çöpe atarım uyurken eğer odada benden başka biri varsa duvara dönük uyuyabilirim ama odada tek uyuyorsam duvara dönük uyuyamam bide sadece birinden hoşlanırsam oje sürerim

kesinlikle akşam olduktan sonra berbere gitmem, neden bilmiyorum ama karanlıkta sanki yanlış kesecekmiş saçımı gibi geliyo

aynı masada yemek yerken yanımda ki ağzını açarak çiğnememeli şapırdatmamalı uyurken mutlaka karanlık olmalı arkada ses olursa uyuyamam evden çıkmadan aynaya mutlaka bakmam lazım

--eve gelince yarım saat sonra geri çıkacak olsam bile üstümü değiştiririm. --yaz kış farketmeden şort ve tişörtle uyurum. --arabayı kitlemiş olsam bile biraz yürüdükten sonra ''lan acaba kitledim mi?'' diyip tekrar kontrol ederim.

tuğçe tuçe yazılınca çıldırıyorum çarşafın en ufak bi yeri bile sıyrıldığında hissediyorum uykumdan uyanıp düzeltiyorum

dürüm, hamburger, patso vs. yerken son lokmayı bana birisi bakarken yiyemem. karşımda biri varsa "kapa gözünü bakma son lokmayı yiyeceğim" diyip gözlerini kapattırırım ve öyle yerim. eğer karşımda biri çay içiyorsa ve çay bardağının içinde çay kaşığı varsa o çay kaşığını alırım. çayı içerken çay kaşığı gözüne girecekmiş gibi geliyor. aile apartmanında oturmamıza rağmen ayakkabılarımı kesinlikle kapı önünde bırakmam. muhakkak ayakkabılığa koymam lazım. içine böcek girer diye çok korkuyorum. bir kere arı girmişti conversime ayağımı sokmuştu şrfsz. yine aynı converse akrep yavrulamıştı. takıntımda haklıyım bence.

evde tek olduğum zaman gece gündüz farketmez televizyon muhakkak açık olmalı sesini duymasam da olur yeter ki açık olsun. uyurken yüz üstü ve yüzüm sağ tarafıma bakacak şekilde olması gerekir yoksa uyuyamam. evde değilsem şarjımın %30 un altına düşmemesi gerekir düşerse telefonumun kapanacağı ve başıma bir işin geleceğini düşünürüm. karşımdaki insanda ilk dikkat ettiğim şey ayakkabıları sokakta bile durup incelerim ayakkabısını. havlu kağıtları tek sayıda koparmam çift çift kopartırım

hiçbir içeceğin dibini içememek